T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
VAN / ERCİŞ - Şeker Fabrikası Ortaokulu

Okul Başarısında Ailenin Rolü

Okul Başarısında Ailenin Rolü

Başarı genel anlamda değerlendirildiğinde akla ilk gelen şey öğrencinin derslerinde gösterdiği performans olmaktadır ancak daha güncel bir anlayışla değerlendirildiğinde başarının sadece okul notlarından ibaret olmadığı anlaşılmaktadır.

Başarıyı okul başarısı ve sosyal başarı olarak iki başlık altında değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Okul başarısı öğrencinin okul derslerinde gösterdiği performans olarak tanımlanabilirken sosyal başarı öğrencinin çevresiyle etkili iletişim kurabilmesini, öfkesini kontrol edebilmesini, akranlarıyla arkadaşlık ilişkilerini geliştirebilmesini ve çeşitli sosyal faaliyetlere etkin bir şekilde katılabilmesini kapsar. Yani başarı sadece notlardan ibaret değildir. Öğrencinin sosyal hayatında gösterdiği performans da başarı ölçütüdür ve göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuğun başarısını etkileyen bireysel etkenler  ve ailevi etkenler vardır.

Çocuğun sosyalleştiği ilk yer ailesidir. Ailesi tarafından demokratik bir tutumla yetiştirilen çocuklar en etkin, özgür ve arkadaşlık ilişkilerinde en başarılı olanlardır. Baskıcı, otoriter veya anne babanın tutarsız davrandığı bir ailede büyüyen çocuklarda öfke kontrol problemleri, antisosyal davranışlar daha sık görülmektedir. Çocuklar sıcak, sevecen ve tutarlı bir aile ortamında kendine yetebilmeyi, kendinden hoşnut olmayı ve kendine saygı duymayı öğrenmektedir. Böyle bir aile ortamında özgüvenin temelleri atılmaktadır. Özgüvenli çocuk ise kendisine ve çevresine güvenir. Ders çalışmaya ilişkin de olumlu bir tutum geliştirir ve herhangi bir zorluk karşısında yapabileceğine dair inancıyla hareket eder.

Okul aileden sonra çocuğun ilk temel toplumsallaşma kurumu niteliği taşımaktadır. Anne ve babanın okulla ilgili tutumu bu noktada çok önemlidir. Ebeveynlerin öğrenmeye ve akademik başarıya karşı olumsuz tutumu okula yansımaktadır. Ebeveynler okula önem vermemiş, karşı bir tutum takınmış veya öğretmenlerini küçümsemiş ise çocuk tüm bunların etkisinde kalarak başarısız olabilmektedir.  Çocuğunun başarılı olmasını isteyen anne babalar öncelikle bu konuya çok dikkat etmelidir.

Yapılan tüm araştırmalarda aile faktörünün etkili olduğu görülmüştür. Aile bağlarının akademik başarıyı nasıl etkilediğinin araştırıldığı çalışmalarda: Ailesiyle iyi geçinen, sağlıklı bir iletişimi olan öğrencilerin, ailede iletişim sorunu yaşayan, yeterli desteği görmeyen öğrencilere oranla akademik ve sosyal ilişkilerde daha başarılı oldukları görülmüştür. Bireysel ve ailevi faktörlerin başarı durumunu etkilediği bu yolda unutmamak gerekiyor ki; başarı çocuğun eseridir.

 Başarılı olmakta önemli olan çok çalışmak değildir; etkili ve verimli çalışmaktır. Bu sebeple çocuğa zamanı etkili ve verimli kullanmayı öğretmek gerekmektedir.

Verimli Ders Çalışma Nedir?

Değerli veliler; 'Çocuğum çok çalışıyor fakat olmuyor!' demeden önce hangi püf noktalara dikkat etmeliyiz biraz onlara bakalım.

Öncelik biyolojik ve fiziksel ihtiyaçlar! Okul dönüşü yemek yendikten ve yeterli dinlendikten sonra yeterli ısı ve ışığın, sessizliğin, masa ve sandalyenin olduğu sade bir çalışma ortamı düzeni sağlanmalıdır.

Öğrencimizin yapacağı ilk iş o gün okulda gördüğü dersin tekrarını yapmaktır. Çünkü konuyu ne kadar anlamış da olsa 24 saat içinde tekrarlanmayan bilginin %50'si, 1 hafta sonra ise %70'i unutulmaktadır. Tekrardan sonra ise konuyla ilgili test çözümü yapmalı ve yapamadıklarını mutlaka ders öğretmenine sormalıdır. Ders çalışmamın amacı eksik olduğu konuları tespit etmek ve doğrusunu öğrenmektir. Molalarda oda havalandırılmalı, sağlıklı atıştırmalık, su vs. tüketmeli. Kesinlikle tv, telefon, tablet gibi cihazlarla oyalanılmamalı. Moladan sonra yine aynı şekilde o günkü ders programında yer alan diğer derslerin tekrar-soru çözümü periyotlarını sağlamalıdır. Saatli çalışmaktan ziyade ders bazlı konu odaklı çalışma daha işlevseldir. Derslerin çalışma şekli sayısal-sözel dersleri olarak sıralanabilir. Hafta sonları da özellikle zorlandıkları derse daha çok vakit ayırmalılar. Çocuklar yapabildikleri dersi çalışmaya meyillidirler. Yapamadıkları zorlandıkları dersten kaçmaktadırlar.  Ancak ders çalışmanın amacı yapamadıklarını yapabilir hale gelmektir. Okul derslerin dışında her gün düzenli kitap okuma saati de programın olmazsa olmazı... Anlama kapasitesi ve soru çözüm hızına katkıyı en çok okunan kitaplar sağlamaktadır. Program yetişecek diye uykudan feragat edilmemeli ve melatonin hormonunun en yüksek salgılandığı saatlerde (22:00-02:00) uyuyor olmalı, zaman yönetimini bu şekilde planlamalıdır. Son olarak da çocuğunuz ders çalışırken onun  ilgisini çekecek aktiviteleri yapmaktan kaçınmalısınız, sizler teşvik edici ve rol model olmalısınız.

Değerli Veliler

Çocuğunuzun başarı alanı ne olursa olsun sevginizi esirgememeli ve sevginizi çocuğun başarısına bağlamamalısınız. Çocuğunuza onu bütün özellikleri ve yönleriyle kabul ettiğinizi hissettirmelisiniz. Çocuğunuzun sınırlarına ve sorumluluklarına saygı duymalı, ona inanmalı ve güvenmelisiniz. Çocuğunuzu kendi beklentileriniz doğrultusunda değil, onların ilgi ve yeteneğine uygun alanlara yönlendirmelisiniz. Çocuğunuzun hayallerini ve umutlarını küçümsememeli tam tersine bunları dikkate alıp hayallerinin ve umutlarının takipçisi olması yönünde desteklemelisiniz. Çocuğunuzu kimseyle kıyaslamayın. Unutmayın çocuğunuz tek ve biriciktir.

Okul Psikolojik Danışmanı Merve Sultan Samirtkan

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 04.11.2022 - Güncelleme: 04.11.2022 13:29 - Görüntülenme: 360
  Beğen | 41  kişi beğendi